My Blog Blog Description Copyright @AnthonyDotNet Cum, 22 Nisan 2016 11:17:00 Cum, 22 Nisan 2016 11:17:00 DURUM !! http://www.progresshmc.com/blog/2016/april/22/durum.aspx Geçenlerde bir gazetemizin birkaç günlük nüshalarını aldım; birinci sayfalarından baÅŸlayarak sayfa sayfa okumaya baÅŸladım, birde belli baÅŸlı haber sitelerine girip biraz araÅŸtırayım ve sizinle paylaÅŸayım istedim; Karaman’da 10 erkek çocuÄŸa cinsel taciz … GüneydoÄŸu’da operasyonlar devam ediyor … Yüksekova’da 5 ÅŸehit … Kendisinden boÅŸanmak isteyen karısını 32 yerinden bıçakladı … BaÄŸdat Caddesi’nde yarış yapan iki trafik magandası otobüs bekleyenleri biçti, 2 ölü 5 yaralı … DoÄŸu’da 8 terorist etkisiz hale getirildi … 300 madencinin can verdiÄŸi maden iÅŸletmesinin sahibi “biz herÅŸeyi doÄŸru yaptık” dedi … Askeri cephanelik patladı, 25 asker öldü… Bakan bu gibi olaylar Pakistan’da, Uganda’ da vs. de oluyor dedi… Japon turist kadına tecavüz edildi, yakalanan tecavüzcü “kadın kendi istedi” dedi … Sevgilisini döverek komaya sokan ünlü kabadayı ifadesi alınarak, serbest bırakıldı. … Haber yapmakla suçlandıkları için hapse atılan 2 gazeteci “vatan hainliÄŸi” ile yargılanacak … “ Türkiye’ye gelen Turist sayısı sadece %4 düÅŸtü , sezon o kadar da kötü geçmeyecek” …(Turizim bakanı) Antalya’da bazı oteller bu yıl açmama, Ä°stanbul’da ise bazı oteller kapama kararı aldı, gerekçe, yeterli müÅŸteri yok … Türkiye’de kadına yönelik ÅŸiddet olayları 2002 den bu yana %1.600 oranında artış göstermiÅŸtir … Türkiye’de 2015 yılında 303 kadın öldürüldü … …………… . Şimdi siz tabi bu bildiÄŸimiz ÅŸeyleri hem de bir Turizm gazetesinde niye yazıyorsun diye merak ediyorsunuz, oysa ben sadece durumumuzu ortaya koyan bir giriÅŸ yapmak istedim. Durumumuz derken biz, yani turizmden ekmek kazanmaya çalışanların durumu desek, daha açıklayacı olacak sanırım. Yukarıda okuduklarınız buzdağının görünen uçunun ufak bir kısmı, yani buraya sadece bir günlük bu tipteki haberleri yazmaya kalksam ne yer ne de sayfa yeter, iÅŸin en kötüsü; iyi haber hemen hemen yok. Ä°ÅŸin daha da kötüsü aylardır hemen hemen aynı tipte haberden baÅŸka haber de yok, bu haberlerin neticesi olarak ülkemizde her sene ağırladığımız turistlerimizden de haber yok. Artık büyüklerimizin bir ÅŸeyi çok çok iyi anlamaları ve özümsemeleri gerekiyor ; “Turizm Bir Demokrasi Ä°ÅŸidir”, “Turizm Bir Barış Ä°ÅŸidir”, “Turizm Bir Özgürlük Ä°ÅŸidir”, “Turizm Bir Medeniyet Göstergesidir”, en önemlisi de “Turizm Bir Sevgi Ä°ÅŸidir”. Onun içindir ki Turizmciler iÅŸlerini çok severek yaparlar zaten sevmezlerse bu iÅŸi yapamazlar. Ancak siz devlet olarak bunları saÄŸlayamıyorsanız ve dünya yukarıdaki haberleri okumaya devam ediyorsa, ister uçaklara yakıt desteÄŸi verin, ister turizmciyi ihracatcı statüsüne alın, ister kiraları, ecrimisilleri taksite baÄŸlayın, ister atık su bedelinden indirim yapın… HerÅŸey sadece laf-ı güzaftır. http://www.progresshmc.com/blog/2016/april/22/durum.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2016/april/22/durum.aspx Cum, 22 Nisan 2016 11:17:00 NUR TOPU GÄ°BÄ° BÄ°R RAKÄ°BÄ°MÄ°Z OLDU http://www.progresshmc.com/blog/2015/august/10/nur-topu-gibi-rakibimiz-oldu.aspx Memleketçe birbirimizi yerken ve abuk sabuk  konular üzerinde kafa yorup saÄŸa sola yenilerin tabiriyle atarlanırken, koskoca Amerika 40 küsur yılın ardından inanılması zor bir hamle yaparak, ( bizim 40 küsur yıldır, tekmeyle,tokatla, kavgayla, vurla, kırla silahla,  çözümleyemediÄŸimiz konularımız bir 40 yıl daha sürünme trendine girdiÄŸi bu günlerde), kendi düÅŸmanına belli yaptırımlar karşılığında  yepyeni bir ufuk açtı ve ambargoyu kaldırma sinyalleri verdi. Tabii bu Amerikan Senatosunun onayı vb formaliteler aşıldıktan sonra oluÅŸacak bir sonuç, ancak Ä°ran’nın bu durumu OrtadoÄŸu’daki birçok ülke için ilginç bir geliÅŸme olarak yorumlanırken ve  sayısız komplo teorisyeni tarafından milyonlarca teori ile taçlandırılırken, ülkemiz  açımızdan da bir sürü politik komplonun yanı sıra  daha  ilginç bir hal alarak , göznurumuz, bacasız ekonomimiz olan turizmimizin  kısa ve orta vadede  â€˜nur topu gibi bir rakibi” olmuÅŸ oldu. Halbuki biz ne güzel kendi kendimizi baltalıyorduk baÅŸka rakibe ne gerek vardı ki; ona buna atarlanıyorduk, komÅŸularımızla sıfır problemimiz olması gerekirken “sıfır” komÅŸumuzla problemimiz yoktu, ne güzel Avrupalı turistin ayağını kesip milyonlarca dolarlık yatırımlarımızı sadece Arapların emrine vermiÅŸken, Rusları kazıklaya kazıklaya bizden ilk elini ayağını çekenlerden olmalarını  saÄŸlamışken, Almanya’nın sadece 800 Suriyeli mülteciyi “bakamayız” gerekçesi ile almayı reddettiÄŸi bir ortamda üç milyon Suriyeli’yi ne yerler ne içerler demeden getirip, üstelik ne haliniz varsa görün diyerek Ä°stanbul otoyollarında dilendirirken, yetmezmiÅŸ gibi bunları Ä°zmir, Bodrum, Ayvalık vb “güzide” tatil yörelerimize göndererek, oralarda dilendirerek  yerli yabancı tüm turistlerin bu yörelerimizden ellerini ayaklarını çekmesine neden olarak, biz zaten yeterince baltalıyorduk ülkemizin turizmini.  Tabii “ne olacak canım, yıllık topu topu 34 milyar dolar turizm gelirimiz var bu nedir ki; kaybetsek  ya da biraz eksilse ne olur ki” gibisinden saçma bir düÅŸünceniz varsa o baÅŸka.  Ancak ben bütün bu olayların yanı sıra kimsenin tahmin etmediÄŸi bir rakipten söz etmek istiyorum; Ä°ran. Birçok insanın fikrisabitinin aksine büyük bir imparatorluÄŸun  devamı olan son derece medeni  bir ülkedir. Ä°nsanları ,  genel kanının aksine  süper kibar, misafirperver ve düzgündür.  Burada Ä°ran hakkında yazdıklarımı sakın palavra gibi düÅŸünmeyin . Oradan daha  yakınlarda yeni bir otel açılış projesini bitirerek döndüm ve tüm yazdıklarım  yaÅŸayarak gözlemlediklerimdir. Özellikle  bütün ülkenin  40- 45 yıldır doÄŸru dürüst turist almadığını, hiçbir uluslararası markanın oraya girmediÄŸini unutmamak lazım. Yıllardan beri uygulanan yaptırımlar nedeniyle son derece kısıtlı imkanlarla yaÅŸamalarına raÄŸmen gelenek, görenek ve gururlarından taviz vermeyen Ä°ranlılar, bu yeni açılım sayesinde kabuklarından son derece hızlı bir ÅŸekilde çıkacaklar ve hiç de tahmin etmediÄŸiniz büyüklükte bir rakip olacaklar. Özellikle tarihi eserler bakımından çok çok zengin bir ülkedir  Ä°ran. Unutmamak lazım ki Unesco’nun açıkladığı “Dünya Mirası” listesinden 15 eser Ä°ran’da bulunmaktadır ve gene  Ä°ran, Unesco tarafından arkeolojik mimari kalıntıları ve yerleri açısından dünyadaki en önemli yerler arasında yedinci sıradadır, sadece bu da deÄŸil  eÄŸer deniz tatilini seviyorsanız meÅŸhur “Kirsh” adası da bu konuda hizmet vermektedir, ayrıca genel kanının aksine Ä°ran son derece güvenlikli ve sakin bir ülkedir. Ä°ran’da   yine genel kanının aksine diÄŸer dinlerin  kiliseleri, ibadetheneleri vardır ve faaliyettedir. Şimdi siz turist olsanız 40 yıldır bakir olan, güvenli ve dünya mirasından bunca pay alan bir ülkeye gitmek istemez misiniz ? Dolayısıyla artık herkesin ÅŸapkasını önüne koyup düÅŸünmesinin zamanıdır, bizi yönetenlerin de artık biraz daha ülkenin geleceÄŸini düÅŸünerek ve barışa önem veren bir tutum almalarının zamanıdır diye düÅŸünüyorum, yoksa bunca yatırım, bunca umut çok hızlı bir ÅŸekilde yok olup gidecek üstelik artık yeni bir de rakibimiz de var. http://www.progresshmc.com/blog/2015/august/10/nur-topu-gibi-rakibimiz-oldu.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2015/august/10/nur-topu-gibi-rakibimiz-oldu.aspx Pzt, 10 AÄŸustos 2015 12:23:00 Bence Hiç HoÅŸ Olmuyor !! http://www.progresshmc.com/blog/2015/may/04/bence-hic-hos-olmuyor.aspx Herhalde Türkiyemizde yaÅŸayan hemen hemen herkes üç aÅŸağı beÅŸ yukarı bürokrasinin ne denli zor bir süreç olduÄŸunu, nasıl badireler atlatılarak bazı iÅŸlerin kotarıldığını ve hatta birçok kere de kotarılamadığını çok iyi bilir, hatırlar, duyar. Bazılarına göre memleketimizde kotarılamayacak hiçbir iÅŸ yoktur sadece nasıl kotarılacağını bilmek ve uygulamak gerektiÄŸi rivayet edilir. Gene de bürokrasi diye sorulunca tüm sektörlerdeki özellikle yatırımcılar kendi tecrübelerini anlatmaya baÅŸlarlar ki , deÄŸme askerlik anıları bunların yanında hiç kalır. Sanayiciye sorsanız ; “bu memlekette sanayi yapılmaz azizim, en az on-oniki yerden izin alacaksın, rapor yazdıracaksın, …” diye baÅŸlayan cevaplar duyarsınız, EÄŸitim destek sektörüne gireyim, bir okul açayım deseniz yandınız ki ne biçim, artık ben diyeyim yirmi, siz deyin otuz dosya hazırlayacaksınız, Ä°l SaÄŸlık MüdürlüÄŸü’nden, Milli EÄŸitim Bakanlığına, UlaÅŸtırma Bakanlığı’ndan Diyanete kadar gitmediÄŸiniz sormadığınız yer kalmaz. Tarım bile zordur, üretici olarak zirai donatımdan Devlet Malzeme Ofisi’ne, su ürünlerinden köy muhtarına kadar izin gerekir, yok ilacı, yok gübresi, yok arısı, iÅŸin içinden çıkana kadar mevsimler geçer. Hele ki otel yatırımı yapmanız gerekiyorsa ve farzedelim yatırımınız tarihi bir bölgede ise, yandı gülüm keten helva, muhtardan baÅŸlayıp, emniyete, Turizm Bakanlığı’ndan Anıtlar Kurulu’na (binanızın tarihi eser olmasına bile gerek yok, mahalle biraz eskiyse bittiniz ellerinden kurtulamazsınız) gider gelir harcar da harcarsınız. Ä°zinler alındıkça açılış yaklaÅŸtıkca sona geliyoruz zannedersiniz, ancak ne gezer ! O zaman da baÅŸlar denetimler, baÅŸta itfaiye, artık merdiven basamaklarının santiminden, kapı boyasının ateÅŸe dayanıklığına kadar en ince ayrıntısına kadar bakarlar, “altı üstü otel açacağız uzaya maymun yollamıyoruz ki” diye yakınırsınız faydası yok, bakanlık gelir yıldızlama yapmaya, kibrit var ÅŸu kadar puan, sabun var bu kadar puan, salon bu boyda bu kadar puan, ÅŸu boyda ise puan yok, havuz varsa ÅŸöyle, yoksa böyle … Bütün bunlara bir diyeceÄŸimiz olmaz genelde, hele ki itfaiye iÅŸlerinin ÅŸahsen ben daha bile sıkı olması taraftarıyım. Neyse zaman gelir otel açılır, daha ilk günün gecesi saat 03.00 sularında mahalle karakolu damlar otele, “kalanların kimlik bilgilerini her gece online yollayın” der, ki doÄŸrudur, yapılmalıdır, bizzat benim ÅŸahit olduÄŸum en az otuz vaka vardır ki arananları gece bu sayede polis bulup almıştır. Bu arada otelde kuÅŸ uçmaz kimin girdiÄŸi kimin çıktığı bellidir, kimin çalıştığı bellidir. Tabi bir de otelin bir özelliÄŸi daha vardır; bu denetimler maliye için de son derece sevindiricidir. Ne KDV kaçar ,ne gelir vergisi, ne de baÅŸka bir vergi; herÅŸey kayıt altındadır. Bu yukarıda bahsettiÄŸim sistemler, denetimler ve kontroller ÅŸu anda ülkemizde bulunan “Turizm iÅŸletme Belgeli” 2982 tesis ile 749.299 yatak ve “ Turizm Yatırım Belgeli” 1056 tesis ile 301.862 (2013 sonu verilerine göre, maalesef bakanlık biraz geri kalmış durumda) yatak için de için geçerlidir . Dolayısıyla, bu kadar yatak denetim mekanizmasından geçmekte ve her yönüyle devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmektedirler. Biz otel sektöründen ekmek yemeÄŸe çalışanlar, yatırımcılar, iÅŸletmeciler, çalışanlar, hepimiz eÅŸit olarak devlete olan mükellefiyetlerimizi yerine getirmekteyiz. Ancaaak , bizim memleketimizde nedendir bilinmez bazıları “daha eÅŸittir”, yani onlar hiçbir denetime tabii olmazlar, zorlamalar yoktur, gelir vergisi nedir bilemezler . KDV ? Zaten hiç duymamışlardır. Güvenlik ? O da nedir ? Hani mahalle karakoluna online bildirmek falan ?? BoÅŸveer, Denetim ? Kim görmüÅŸ ? Nerede ? Bari itfaiye olsaydı ? Ara ki bulasın vs vs … Tabi siz dostlar anladınız kimlerden bahsettiÄŸimi. Ancak bu arkadaÅŸların sayılarının son zamanlarda 200.000 dolaylarına kadar gelip dayandığı rivayet olunur !! Peki arkadaÅŸ biz her türlü borçunu ödeyen dürüst yatırımcı, iÅŸletmeci, çalışan, neden bu ne olduÄŸu belirsiz, denetimsiz, güvenliksiz, vergisiz apartman daireleri ile rekabete girmek zorundayız ? Herbir ÅŸeye yetiÅŸebilen devletimiz neden bu arkadaÅŸların hala takır takır illegal iÅŸ yapmalarına göz yummakta ? Bu, dürüst çalışanlara haksızlık olmuyor mu ? Sakın kimse çıkıp da bulamıyoruz vs gibi bir kelam etmesin, adam taaa dünyanın öbür ucundan internetten rezervasyon yapıp geliyor, kalıyor, gidiyor bir de mutluyum, mutluyuz gibi yorum yazıyor, sen burnunun dibindekini bulamıyorsun ! Bence hiç hoÅŸ olmuyor...Sizce ? http://www.progresshmc.com/blog/2015/may/04/bence-hic-hos-olmuyor.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2015/may/04/bence-hic-hos-olmuyor.aspx Pzt, 04 Mayıs 2015 12:40:00 Kaldırım Mühendisi http://www.progresshmc.com/blog/2015/march/02/kaldirim-muhendisi.aspx Bizim jenerasyondan olanlar yani ÅŸu anda ellilerinde olanlarla bizden büyükler gayet iyi hatırlayacaklar, çocukken birinin beceriksizliÄŸi ile alay etmek için bizlerin en çok kullandığı sıfat “Kaldırım Mühendisi” idi. Şu ÅŸekilde kullanırdık; “oÄŸlum büyüyünce Kaldırım Mühendisimi olacaksın” veya “senden Kaldırım Mühendisi bile olmaz” vb. Karşımızdakini kızdırarak ne kadar beceriksiz, kabiliyetsiz, hatta tabiri caizse salak olduÄŸunu ima etmenin bir yoluydu bizim için. Tabii ki birkaç zaman sonra böyle bir meslek olmadığını en azından mecazi deÄŸil de gerçek anlamı ile var olan mesleÄŸin bu isimle anılmadığını öÄŸrendik, haliyle büyümüÅŸtük ve bu alayları da unuttuk gitti. Unuttuk ancak ÅŸahsen ben, bu ÅŸakasını yaptığımız konunun ne kadar ciddi olduÄŸunu ve ucunun nerelere kadar gittiÄŸini ancak bundan birkaç on sene önce fark ettim, anlamakta ne kadar  geç kaldığımı da kabul ve itiraf ediyorum.  Bu konuyu benim geç anlamam bir yana birçoklarımızın hiç anlayamamış olması bizim asıl sorunumuz diye düÅŸünüyorum, evet sizler neden bahsettiÄŸimi çoktan anladığınıza eminim; tabii ki ÅŸehirciliÄŸimizin durumundan söz ediyorum. ÖrneÄŸin oteller ve/veya herkesin eleÅŸtiri okundaki AVM’ler ya da yeni yapılan ve yüksek yüksek gökdelenlerden oluÅŸan A+ ofis alanlarımız ve bu yatırımlara milyon milyon dolarlar harcayan sayın yatırımcılarımız… Bir baÅŸka örnek de 2015 yılı için alınan turizm teÅŸvik miktarı, yolda olan yatırımlar yani yine yeniden dolarlar dolarlar. Ä°stanbul’da olduÄŸu kadar Antalya ve hatta Türkiye’nin ikincil ve üçüncül ÅŸehirlerindeki otel yatırımları… Sizlerin de çok çok iyi bildiÄŸi gibi özellikle otellere yapılan  bu yatırımlar  otel satandartları konusunda Avrupa’daki tüm örneklerden kat kat üstün durumda, yani bizde yabancı markaların binbir naz ile ve  çok katı davranarak  istedikleri standartlara Avrupa’da neredeyse 7 yıldız alabilirsiniz. Demem o ki yatırımcılarımız ellerinden geleni artlarına koymuyorlar ve en iyisini yapıyorlar. Peki ÅŸehir planlamacıları, belediyeler, bakanlıklar ne yapıyorlar ? Milyon milyon dolarlar ile satılan bu alanların önünden geçen yolları gördünüz mü ? ÖrneÄŸin Büyükdere Caddesine çıktınızmı, yanyana kaç Avm, otel, ofis var biliyormusunuz ? Büyükdere Caddesinin M2 fiyatlarını tahmin edebilir misiniz ? Fakat bu kadar pahalı ve popüler caddemiz gece 01.00 de dahil olmak üzere tüm gün tıkalı ve pislik içinde, en ufak bir bakım, onarım, iyiye götürmek için bir çaba, gayret yok. En meÅŸhur yerlerimizden NiÅŸantaşı ! Kaldırımdan yürüyemezsiniz delik deÅŸik, tüm taÅŸlar oynuyor yaÄŸmurda taÅŸa basan yandı üstübaşı çamur oluyor; ne denetim ne tamir ne bir ÅŸey üstelik pislik içinde … Ä°stanbul ile ilgili de bir milyon örnek verebiliriz fazla uzaÄŸa gitmeyelim bu sene 3+4+4 toplam 11 gün kar yaÄŸdı ve bu kar yerde toplam 15 gün ya kaldı ya kalmadı, peki son kardan sonra  arabanızla iÅŸe giderken kaç çukura düÅŸtünüz ? Pekiyi  Avrupa’da hiç kar yaÄŸmıyor mu ? ÖrneÄŸin Ä°sviçre’de ya da Ä°skandinav ülkelerinde kar yok mu ? Neden oralarda çukurlar oluÅŸmuyor ? Acaba oralarda ÅŸehir planlamacıları, belediyeler, bakanlıklar vb kamu hizmeti yapanlar gerekeni  gerektiÄŸi gibimi yapıyorlar ? Acaba oralarda yol yapmanın, asfalt dökmenin, kaldırım tamir etmenin standartlarına riayet etmeyen firmalara neler yapılıyor veya buradakilere neden hiçbirÅŸey yapılmıyor/yapılamıyor ? Ya en muhteÅŸem ÅŸehircilik harikası olan Taksim Meydanına ne demeli ? Bu mudur yani üzerinde hiçbirÅŸey olmayan 3. Sınıf ve ÅŸimdiden çatlaklar oluÅŸmuÅŸ dandik betondan bir meydan !! bu  mudur yarattığınız harika meydan ? Yatırımcı çuvalla para harcıyor, turizimciler çuvalla reklam parası harcıyor, sonra hep beraber düÅŸünüyoruz acaba zengin turist neden bize gelmiyor diye, neden turist sayımız her sene yaklaşık 3 milyon artmasına raÄŸmen kiÅŸi başına düÅŸen harcama her sene neden azalıyor diye düÅŸünüyoruz. Halbuki biz istiyoruz ki zengin turist gelsin, ama trafikten hiçbir yere gidemesin, arabadan inse suya yada kara batsın, yaz ise toza, dumana bulansın, inmese yoldaki çukurlara düÅŸmekten bel fıtığı olsun ya da yaklaşık 40-50 cm yüksekliÄŸindeki hız kesicilerde lubagosu azsın, Ä°stanbul’un veya gittiÄŸi diÄŸer bir ÅŸehrimizin ruhunu hissetmesine engel olmak için tüm otantik yerleri yerle bir edip tarihi dokusu yok  edilmiÅŸ mahalleler görsün yada herhangi bir sanat olayı örneÄŸin bir show, konser vb bir aktivite bulamasın (çünkü o düzeye gösterek hiçbir gösterimiz yok ve kılıç kalkan zamanı da geçti)  vs vs kısaca bizler istiyoruz ki zengin turist gelsin ve parasıyla rezil olsun.  Sonuç olarak geçen yazılarımda da zaman zaman belirttiÄŸim gibi   yatırımcılarımız avuç dolusu para harcıyorlar ve hakikaten güzel yatırmlar yapıyorlar ama ÅŸehirlerden sorumlu olanlar onlara lojistik destek vermiyor, veremiyor… ve ben zamanında Kaldırım Mühendisi diyerek dalga geçtiÄŸim için son derece üzülüyorum meÄŸer ne kadar önemli, ne kadar doÄŸru yapılması gereken bir iÅŸmiÅŸ. Şimdiki sorumlular keÅŸke biraz Kaldırım Mühendisi olabilseler de bizler de zengin turistimize kavuÅŸmayı hayal edebilsek, çünkü aslında Türk yatırımcısı ve Turizimcisi  zengin turisti hak ediyor. http://www.progresshmc.com/blog/2015/march/02/kaldirim-muhendisi.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2015/march/02/kaldirim-muhendisi.aspx Pzt, 02 Mart 2015 19:23:00 Deveye sormuÅŸlar boynun neden eÄŸri diye... http://www.progresshmc.com/blog/2015/january/23/deveye-sormuslar-boynun-neden-egri-diye.aspx DEVEYE SORMUŞLAR BOYNUN NEDEN EĞRÄ° DÄ°YE….. Bu ayki yazımı biraz oradan, biraz buradan, meÅŸhur bir  sanatçımızın dediÄŸi gibi “ortaya karışık” ÅŸeklinde yazmayı düÅŸündüm. Bir sürü duyduÄŸumuz, ÅŸahit olduÄŸumuz, okuduÄŸumuz tuhaf olaylar var ki bunların ancak birkaçı bir yazı eder diye düÅŸündüm. Tabii konularımız  ağırlıklı olarak turizm ve Ä°stanbul olmalı ama biraz da diÄŸer acaipliklerden de bahsederiz ümidiyle baÅŸladım. Ä°lk olarak aklıma otel yatırımları geldi haliyle, efendim ÅŸimdi ülkemizde bir otel açma furyası var ya , bunun yanısıra bir kısım yabancı yatırımcının  (ağırlıklı olarak CÄ°S ve Körfez ülkelerinden) Türkiye'de otel almak, iÅŸletmek vb yönlerde talepleri de ortaya çıkmaya baÅŸladı ya, gün geçmiyor ki eÅŸ dost arayarak; “satılık otel arayan bir tanıdığımız var” diye soruyor ve sonraki dialog çoÄŸunlukla ÅŸu ÅŸekilde geliÅŸiyor ; “Nerede otel arıyorlar ?” Cevap ; “İstanbul” … bekliyorsunuz baÅŸka kriter istiyorlar mı, baÅŸka bir soruları var mı vs diye, lakin bu kadar!! Ne aradaki vatandaÅŸ ne de sözde yatırımcının baÅŸka bir talebi yok !! ArkadaÅŸ, sigara almaya kalksanız kırk çeÅŸidi var, mentollü, sade, filtreli, filtresiz, uzun, kısa, ince, kalın, gri, beyaz, kırmızı vs. vs. Üstelik sadece on tl, yani on tl lik sigara alırken kırk kriter, 20-30 milyon dolar ve üstü bir otel alacaksan sıfır kriter !!! Soruyorsun aracıya ne kadar bir bedel konuÅŸuyoruz diye cevap gene bir enteresan “parada sorun yok” veya “bir limit yok” !! Ya vaktiniz bol ya hesap bilmiyorsunuz derler adama, bu nasıl bir hesapsızlık, nasıl bir gayriciddiyet ? Bir aÅŸama sonrasında aklıma gelen bir baÅŸka konu da iÅŸletme dönemi ile ilgili, bildiÄŸiniz üzere otel inÅŸaatına baÅŸlamadan önce otelin lokasyonuyla ilgili bir pazar araÅŸtırması ve  fizibilite raporu yapılır ki hem yatırımcı hem de iÅŸletici durumunu bilsin, ileriye dönük tahminler yaparken o rapordan feyz alsın, nakit akışını vs yi aÅŸağı yukarı bilsin ve hatta belki o lokasyona  otel yapmamaya bile karar verebilsin. Ancak bizde durum genelde ÅŸu ÅŸekilde geliÅŸiyor; buraya otel mi yapalım baÅŸka bir yatırımmı yapalım sorusu soruluyor ve bu rapor yapılıyor (eÅŸ dost,  tabii otel olmalı, oteller acaip para kazanıyor vb dolduruyorlar) rapor olumlu/olumsuz bitiyor ancak kaale alınmıyor, çünkü eÅŸ dost sayesinde yatırım kararı zaten alınmış, iÅŸ baÅŸlıyor geri dönüÅŸ istenilenin altında olunca mal sahibi iÅŸletmeciyi suçlamaya baÅŸlıyor, iÅŸletmeci otel müdürü ve satış müdürünü hırpalıyor, çeÅŸitli deÄŸiÅŸiklikler, gittiler, geldilerden sonra  ÅŸöyle bir soru gündeme geliyor; “Pekiyi bu oteli niye buraya yaptınız” ? Sıkı durun % 90 verilen cevap, “çünkü arsamız buradaydı”!!  Eee peki nerde rapor, nerde araÅŸtırma, nerde çok bilen eÅŸ dost ??  Öteki yandan bir de hükümetin turizm ile ilgili yaptırımları, dayatmaları var. Turizm ile uÄŸraÅŸan, ekmek yiyenler, bir yandan dış güçlerden doÄŸduÄŸu varsayılan teröre karşı önlem almaya çalışıyor, Rusyadaki krize neredeyse biz çözüm bulmak için çareler üretme aÅŸamasına geliyoruz, diÄŸer yandan dünyada müslümanlara ve müslüman ülkelere karşı yükseliÅŸe geçen ırkçılık, karşıtlık ile mücadele ederken bir de içeride temcit pilavı gibi bitmeden tükenmeden önümüze sürülen alkol zamları, vergi artışları, otelcilik eÄŸitimindeki zorlamalar, yaptırımlar, gereksiz yere verilen inÅŸaat izinleri ile yok edilen doÄŸal ortamlar, “birkaç çanak çömlek” diye adlandırılarak üstleri örtülen 8-9 bin yıllık geçmiÅŸ veya üzerine inatla göl yapılan dünyanın en büyük ve en deÄŸerli mozaik bölgesi vs vs . Pekiyi 2015 yılındaki ciro  hedefi 38 milyar dolar olan, milyonlarca kiÅŸiye istihdam saÄŸlayan bu turizm sektörünün ve turizmcilerin suçu ne ? Bacasız sanayi olarak adlandırılıp yıllardır müthiÅŸ bir döviz girdisi yapmak dışında size ne gibi bir kötülük yaptılar ki bu derece zoruyorsunuz, zora koÅŸuyorsunuz ? Turizmciler bu  çabalarından vazgeçseler doÄŸacak olan 38 milyar dolarlık açığı neyle kapatmayı düÅŸünüyorsunuz ? Satacak neyimiz kaldı ? Bu nasıl bir hesap bilmezlik nasıl bir yanılgıdır ? http://www.progresshmc.com/blog/2015/january/23/deveye-sormuslar-boynun-neden-egri-diye.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2015/january/23/deveye-sormuslar-boynun-neden-egri-diye.aspx Cum, 23 Ocak 2015 15:33:00 KURBAĞANIN SUYU KAYNAMAYA BAŞLADI http://www.progresshmc.com/blog/2014/december/18/kurbaganin-suyu-kaynamaya-basladiaspx.aspx Öncelikle belirtmek isterim ki aÅŸağıda okuyacağınız bu yazı kesinlikle politik bir yazı deÄŸildir ve kesinlikle hiçbir politikayı, politikacıyı hedef almamaktadır, sadece turizm sektöründen ekmek yiyenlerin durumlarını irdelemek için yazılmış naçizane bir tespit yazısıdır. BildiÄŸiniz gibi meÅŸhur bir teori vardır, ÅŸayet bir kurbaÄŸayı canlı canlı  piÅŸirmek isterseniz  kurbaÄŸayı kaynar suya  koymanız hemen hemen imkansızdır. KurbaÄŸa zıplar, bağırır çağırır, velhasıl kaynar suya girmemek için elinden geleni yapar, ancak eÄŸer kazasız belasız, kavgasız dövüÅŸsüz bu kurbaÄŸayı piÅŸirmek isterseniz tencerenize soÄŸuk su koyup içine kurbaÄŸayı koyarsanız  su yavaÅŸ yavaÅŸ ısınır ve kurbaÄŸa önceleri ılık sudan zevk almaya baÅŸlar ve suyun kaynamaya baÅŸlamasıyla  yavaÅŸ yavaÅŸ piÅŸer de haberi bile olmaz, sonra bir de bakmış ki çoktan mefta !!! Ä°ÅŸte son zamanlarda yaklaşık 1 milyon kiÅŸinin direkt olarak ve yaklaşık 5 milyon kiÅŸinin de dolaylı yollardan ekmek yediÄŸi turizm sektörüne yapılanlar ve yapılmaya çalışılanlar bu ÅŸekilde özetlenebilir. Bu iÅŸlerde bence en acı olan, sektörün içinden herhangi bir  fikir beyanı yapılmaması, sanki böyle bir geliÅŸme yokmuÅŸ gibi davranılmasıdır. Sektörün ileri gelenlerinden olumlu veya olumsuz hirbir geri bildirim alınmıyor olması bence son derece üzücü ve kaderci bir tutumdur. Bu konularda son derece cılız birkaç ses çıkmakta ve geri kalan tüm kalburüstü turizmciler bu cılız sesin arkasında kalarak fikir beyan etmekteler. ÖrneÄŸin ; “Antalyalı turizmcilerin bir çoÄŸu Fettah Tamince'nin Yılbaşı için caddelerin süslenmemesi ile ilgili isyanına ortak olduklarını ifade etti.”haberi…  Bu haberin altında sadece üç turizmcinin yorumları var !!! Tamince’nin beyanı ilk çıktığında kimseden ses çıkmadı, bir zaman sonra birkaç cılız ses duyabildik, ya da örneÄŸin “Turizm meslek okullarında okutulan alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersi müfredattan çıkarıldı” konusunda hangi meslek kuruluÅŸundan, derneÄŸinden kınayıcı bir bildiri yayınlandı ? Turizm bakanlığı’na yazılı veya sözlü olarak bu olayı kınandığı  bildirildi mi ? ya da ÅŸu anda gündeme gelmek üzere olan “Turizm Meslek Okullarında okuyan çocuklar alkollü müesseselerde staj yapamaz”  hazırlıklarına herhangi bir ses çıkaran turizm derneÄŸi/kuruluÅŸu var mı ? Olumlu ve olumsuz hiç ses çıkmadığına göre bundan  ya hepimizin üzerine ölü toprağı serildi, ya hepimiz korkuyoruz, ya da ne olursa olsun kaderimize razıyız gibi bir anlam çıkmaktadır. 2014 yılında, 35 milyar dolar turizm geliri ve yaklaşık % 80 ninin yabancı turistlerden oluÅŸan 38 milyon turist hedefi ile, Türkiye ekonomisinin çok çok önemli bir bölümünü oluÅŸturan bu sektörden hiçbir yorum çıkmaması en kibar tabirle “akıl tutulmasıdır”. Kimsenin alkol kullanmasına veya kullanmamasına diyecek bir sözümüz yoktur ve bu kiÅŸilerin kendi tercihidir, kaldı ki kiÅŸi alkol kullanmayabilir ve Turizm den ekmek yiyebilir ancak meslek eÄŸitiminin  engellenmesi sadece baÄŸnazlık deÄŸil aynı zamanda kocaman bir “Ayıp”tır. Gittikçe ağır bir tutuculuÄŸa doÄŸru itilen sektör ve yan kuruluÅŸları bu gidiÅŸata en azından yorumları, yazıları ile demokratik tepkilerini göstermedikleri takdirde, kendisini rahat hissetmeyen turistlerin elini ayağını çekmesiyle zaten zor zamanlar geçiren sektör iyice daralmaya baÅŸlayacak ve tüm yatırımlar sekteye uÄŸrayacaktır. Bu kayıpları sadece ve sadece Arap turist ile kapatırız yanılgısına düÅŸenler, turist çeÅŸitliliÄŸi ile Türkiye mozaiÄŸi kaybolduÄŸunda gerçeÄŸi anlayacaklar ancak iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸ olacaktır. http://www.progresshmc.com/blog/2014/december/18/kurbaganin-suyu-kaynamaya-basladiaspx.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/december/18/kurbaganin-suyu-kaynamaya-basladiaspx.aspx Per, 18 Aralık 2014 22:23:00 Artık hiçbir ÅŸey eskisi gibi olmayacak http://www.progresshmc.com/blog/2014/october/28/artik-hicbir-sey-eskisi-gibi-olmayacakaspx.aspx Ä°stanbulda  yapılmakta olan seri otel yatırımları hakkındaki samimi fikrimi bundan önceki yazılarımda aktarmaya çalışmıştım, tekrar ve sadece 1-2 cümle ile özetlemek gerekirse, “plansız ve programsız yapılan otel yatırımları kısa ve orta vadede, sadece yılın belirli dönemlerinde doldurulabilen, genelde boÅŸ kalan, atıl yatırımlara dönüÅŸecekler ve ortalama oda fiyatlarıda bu rekabet ortamına dayanamayıp dibe vurarak Ä°stanbul otelciliÄŸini de  Antalya otelciliÄŸine dönüÅŸtürecektir.” Bu teoriden yola çıkarak yakın ve orta vadede olacak olanları tahmin etmek fazla zor olmasa gerek, sonuç olarak bence birçok yatırım, yatırımcısının istediÄŸi gibi geri dönmediÄŸi için el deÄŸiÅŸtirecek, karsız hale gelecek vs vs… peki bu çalkalanmanın sonunda neler olacak  ? iÅŸte bence Ä°stanbul otelciliÄŸinin geleceÄŸini sorgulargen sorulması gereken en önemli soru budur. Bu aÅŸamaları ardımızda bıraktığımızda ayakta durabilen oteller ile duramayanları belirleyecek  önemli faktörler  ortaya çıkacak ; Lokasyon Marka Sunulan imkanlar ve belkide en önemlisi, Hizmet kalitesi Ben bu yazımda özellikle “Hizmet Kalitesi” üzerinde durmak istiyorum. Bu güne kadar “İstanbul bu nasıl olsa dolar” ÅŸiarı ile süregelen süreç kaçınılmaz olarak bittiÄŸinde ve otelleri iÅŸletenler fark yaratmak zorunda kaldıklarında kimlerin daha iyi iÅŸletmeci olduÄŸunu, kimlerin iç müÅŸteri dediÄŸimiz personeline ne kadar deÄŸer vererek kaliteli hizmet anlayışına yöneldiÄŸi  ortaya çıkacak ve bu da kimin piyasada kalacağını kimin silineceÄŸini belirleyen faktörlerin başında gelecek. Istanbulu yaÅŸayan ve tanıyan herkesin bildiÄŸi gibi bazı oteller özellikle lokasyonlarından dolayı hemen hemen hiç doluluk problemi yaÅŸamıyorlar, bunlara ilaveten bazıları da markanın gücünden dolayı hayli avantajlı bir durumdalar ancak hepimizin bildiÄŸi gibi kendi markası ile piyasada rekabete giren  kimi oteller ile özellikle kimi yabancı iÅŸletme ÅŸirketlerinden franchise almış olan oteller bu gelecek olan problemli dönemde hayli risk altındalar. Bunun çeÅŸitli nedenleri var ve tabiki bazı sorumlularıda olacak, öncelikle sadece çok para harcayarak otel inÅŸaa edip personele dolayısıyla iÅŸletmeye önem vermeyen yatırımcılar ile franchise verdikten sonra otelin hemen hemen hiçbir ÅŸeyi ile ilgilenmeyen otel iÅŸletme ÅŸirketleri bu baÅŸarısızlığın baÅŸ sorumluları olacaklar. Peki ne olacak ? Özellikle yatırımcıyı bekleyen bu kötü senaryodan öncelikle yatırımcının haberi varmı ? Böyle bir baÅŸarısızlık vukuu bulursa franchise vererek otel sayılarını artıran ama yatırımcıya tabela asmaktan baÅŸka bir katkısı olmayan iÅŸletme ÅŸirketleri bu zararın sorumluluÄŸunun ne kadarını üstlenecekler ve acaba ellerini taşın altına koyacaklarmı ?  Yoksa “bizim sözleÅŸmemizde bu kötü günler yok, cezayı sadece yatırımcı ödesin bizi ilgilendirmez” mi diyecekler ? Bunlar ilk aklıma gelen ve açıkcası sektör için beni endiÅŸelendiren fikirler, ancak gerçek olan bir ÅŸey varsa o da bu kötü günler geldiÄŸinde hazırlıklı olmak gerektiÄŸi. Bu dönemleri az zararla atlatmanın yollarından baÅŸlıcası ise personele verilecek önem, eÄŸitim, ihtimam  ve bunun geri dönüÅŸü olarak misafire yansıyan kaliteli, güleryüzlü, candan hizmet ve memnuniyet  olacaktır. Türkiyenin içinde bulunduÄŸu durum ve hatta dünyanın içinde bulunduÄŸu ekonomik daralma döneminde yatırımlarını iÅŸletmekten baÅŸka alternatifleri olmayan yatırımcılar için en geçerli yol iyi hizmeti vererek, limitli olan talebi kendi otellerine kazandırmak için çok çalışmalı ve en iyiyi gerçekleÅŸtirmelidirler. Halinden, iÅŸinden, kazancından memnun ve oteli, patronunu benimsemiÅŸ bir personelin yaratabileceÄŸi artı deÄŸerler veya tam tersini hisseden personelin yaratacağı eksi deÄŸerler hiç te hafife alınmamalıdır. Son zamanlarda yatırımların çokluÄŸundan ve yetiÅŸmiÅŸ personelin azlığından dolayı pozisyonlarının ehli olmayan, tabiri caizse “ceketi kendisine bol gelen” yöneticilere ve onların yönetemediÄŸi ve yetiÅŸtiremediÄŸi ekiplere çokca rastlamaktayız. Bu durum hem yatırımcının sektör insanına olan güvenini sarsmakta hemde gerekli maddi ve manevi geri dönüÅŸü saÄŸlayamamaktadır. Çok sık gördüÄŸümüz bir gerçek ise yatırımcıların 40-50 milyon dolar harcayarak özenle yarattıkları otellerini yönetecek genel müdür alırken son derece komik ücretler ödemeye çalışarak kendileri ile çeliÅŸmeleridir. Ä°ÅŸin diÄŸer bir düÅŸündürücü tarafıda Franchise veren ÅŸirketinde yatırımcıya sevimli görünmek uÄŸruna bu konuya izin vermesi, onaylamacağı bir yöneticiyi onaylamasıdır. Sonuç olarak sektörün ayakta kalması, kriz vb çeÅŸitli bahaneler ileri sürmeyerek hizmet kalitesini arttırmak için gerekli yatırımları yapacak zihniyet ve cesareti olanlara baÄŸlıdır, ayrıca, eÄŸer herkes kendi hizmet kalitesinden emin olursa oda fiyatlarını düÅŸürmek yerine yükseltmekte bir hayal deÄŸildir. BaÅŸarı, öyle yada böyle bir fark yaratmayı becerebilenlerin olacaktır. http://www.progresshmc.com/blog/2014/october/28/artik-hicbir-sey-eskisi-gibi-olmayacakaspx.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/october/28/artik-hicbir-sey-eskisi-gibi-olmayacakaspx.aspx Sal, 28 Ekim 2014 10:10:00 www.fly. . . .com http://www.progresshmc.com/blog/2014/september/01/wwwfly-com-(1).aspx Sizce de biraz fazla olmuyor mu? Son zamanlarda güzide havayollarımızdan biri yeni yeni uygulamalar çıkarmaya baÅŸladı ve bunu bizzat yaÅŸayarak gördüm. Hatta biraz soruÅŸturunca daha neler iÅŸittim neler?!  Ülkemizde bir bakıma devrim yaparak özel havayolu ÅŸirketlerinin belki de en eskisi olan meÅŸhur havayolu ÅŸirketimiz kurulduÄŸunda, herkes gibi benim de kafamda bir sürü soru iÅŸareti oluÅŸmuÅŸtu. Acaba bu havayolu ÅŸirketinin de akibeti daha önce deneyenler gibi mi olacak düÅŸüncesi aklımızdaydı. Ancak ülkemizin saygın bir ailesinden gelmekte olan yatırımcımız, son derece büyük bir maharetle kurduÄŸu iÅŸi büyütmeyi ve kısa denilebilecek bir sürede konusunda küçük bir dev yaratmayı baÅŸardı. Günümüzde, Türkiye'deki uçak yolcularının büyük bir çoÄŸunluÄŸu herhangi bir uçak bileti almadan mutlaka www.fly. . . .com adresine tıklayıp, fiyatına bakıyor, hatta bu yolcuların %100'e yakını bu siteden aldığı fiyatları kıyaslayarak, hesaplayarak gerekirse tatil günlerini deÄŸiÅŸtiriyor ve /veya ona göre ayarlıyor. Bence bu çok büyük bir baÅŸarıdır.  Türk tüketicinin aklına bu markamız iyice kazınmış ve yerleÅŸmiÅŸtir. Ä°lk zamanlarda baÅŸlattıkları reklam kampanyaları hep en ucuz oldukları iddiası, yüksek oranda rötarsız uçmaları ve gerçekten de en önemli rakibi olan ulusal havayolundan hayli ucuz fiyat sunması bu ÅŸirketi hepimizin gözünde sempatik bir hale getirdi. Tanıklarım ve ben baÅŸta olmak üzere büyük bir müÅŸteri kitlesi oluÅŸturmayı baÅŸardılar, hala da müÅŸteri sayılarını arttırıyorlar, inÅŸallahta baÅŸarıları daim olur. Tabii bu müthiÅŸ havayolu bizlere ucuz uçuÅŸlarla ilgili bir sürü yeni ÅŸeyler de öÄŸretti ve bu da baÅŸka bir baÅŸarıları oldu. ÖrneÄŸin ucuz uçtukları iddiası (ki çoÄŸunlukla doÄŸru) ile hiç ikram yapmadılar, ki bence her yönden haklılar. Gerek servis gerekse uçağın taşıdığı extra yükten dolayı binen yakıt vb maliyetlerden kurtuldular ve bize su dahil tüm isteklerimizin uçakta bir fiyatı olduÄŸunu öÄŸrettiler, daha sonra bizlere online bilet almayı da öÄŸrettiler ki onlardan önce online bilet iÅŸi bu kadar yaygın deÄŸildi, keza ufak el bagajı taşımayı veya bagajımızda kaza ile 1 kilo fazlamız olsa dahi hiç gözümüzün yaşına bakmayarak ödetmelerini üstelik onlara hak vererek öÄŸrendik ("nasıl olsa ucuz uçuyorduk"). UçuÅŸumuz sırasında yemek istiyorsak, önceden seçip sipariÅŸ etmeyi, bacaklarımıza kramp girmesin diye biraz geniÅŸ oturmak için bazen neredeyse bilet parasının yarısı kadar para verip koltuk almayı, eÄŸer mecburen fazla bagajımız olacaksa bari önceden para ödeyerek biraz daha ucuza kilo satınalmayı, mecburiyetten biletinizi deÄŸiÅŸtirdiÄŸiniz zaman eski biletinizin hemen hemen hiç para etmediÄŸini keza buradan öÄŸrendik. 14 -18 kiÅŸilik arkadaÅŸ grubu ile kayak tatiline giderken kayaklar için ayrı para, kayak ayakkabıları için ayrı para hele ki eÄŸer bu malzemeler için rezervasyon yaptırmaya geç kaldıysanız önceden aldığınız (ucuz) biletten daha fazla para ödemeyi de bu havayolumuzdan öÄŸrendik ve doÄŸrusu bizi süper iyi eÄŸittiler. Bu havayolundan yine de çoÄŸumuz hep memnun kaldık, bizim için bir yenilik, bir alternatif, bir deÄŸiÅŸiklik oldu ve olmaya da devam ediyor. DoÄŸruyu söylemek gerekirse en fanatik yolcularından biri de benim, her sene yaklaşık 10-15 kere bu güzide havayolu ile uçuyorum, örneÄŸin St.Etienne hattının açılışını yaptım ve oraya birçok kere uçarak acemi Fransızlara pasaport kontrolü nasıl yapıldığını bile bu havayolu ile beraber öÄŸrettik.   Bütün bu eÄŸitimlerde en önemli öÄŸrendiÄŸimiz ÅŸey eskilerin tabiriyle "hem 25 krÅŸ hem cam kenarı" olamayacağıydı, yani para vermeden hiçbir avantanız olmaz, olamazdı. Hatta bizlere sıra beklememek için online c/in yapmamız gerektiÄŸini dahi öÄŸrettiler, evet sıra beklemedik, vakitten kazandık. Aynı zamanda onlar da az eleman çalıştırarak maliyetlerden kaçtılar ve karlı çıktılar, eh sonuç olarak ÅŸimdi hepimiz her fonksiyonumuzu kendi başımıza yapacak hale geldik sayılır, bayağı form tuttuk, artık dünyanın neresinde, hangi siteden ucuz uçak bileti almaya kalksak saniyesinde kendi başımıza alabilecek hale geldik. Ancak son dönemlerde bu güzide havayolumuzda (ki biz naçizane her türlü eziyete alışmışken) yeni yeni uygulamalar çıkmaya baÅŸladı ve bu bizzat benim de başıma geldi, hatta biraz soruÅŸturunca daha neler iÅŸittim neler, halbuki biz ne güzel "Guliver Harikalar Diyarında" gibi yaÅŸayıp gidiyorduk. Önce benim başıma geleni anlatmak isterim, her zamanki gibi biletimi aldım -ki bu sefer iddia ettikleri gibi ucuza deÄŸildi çünkü uçuÅŸa 4-5 gün kala almak zorunda kaldım- uçuÅŸ saatinden yeterli zaman önce "online" c/in yapmak istedim. Uzatmadan anlatayım; sonuçta benim ekranıma sanki koltuk satın almışım gibi bir fiyat çıkarttılar, tabii anlayamadım herhalde yanlışlıkla koltuk almayı tıkladım diye düÅŸünerek kapattım, siteden çıktım ve tekrar girdim, tekrar aynı iÅŸlemler ve karşımda tekrar aynı senaryo, hala tam olarak anlamış deÄŸilim, acaba bizden onlin c/in için de mi para istiyorlar ÅŸüphesi dolanıyor beynimde. Haliyle insan bu havayolunu ne kadar severse sevsin biraz sinirleniyor. Tabii her medeni insan gibi iÅŸin aslını tam olarak anlamadan kızmamak gerektiÄŸini düÅŸünerek 0800 ile baÅŸlayan havayolumuzun telefonunu çevirdim, karşıma çıkan makine sesli hanım aÅŸağı yukarı ÅŸu sözleri söyledi ;  "............havayoluna hoÅŸ geldiniz......., yapacağınız görüÅŸmenin dakikası ÅŸu kadar olup telefon operatörünüz tarafından faturanıza yansıtılacaktır....... bekleyenler arasında 8. Sıradasınız...." Daha fazla sinirsel yaklaşıma dayanamayarak telefonu kapattım ve.......  Bu anlattığım ve benim başıma gelen olaydan sonra biraz çevremdekilerle konuÅŸunca neler öÄŸrendim neler; lafı daha fazla uzatmamak için sadece bir tanesi örneklemek isterim, bildiÄŸiniz gibi bazen uçaklarda uyumak isteyen yolcular yastık ve battaniye isterler, bu çoÄŸu havayolunda ücretsiz olmasına karşın bu havayolumuzda tabii ki ücretli, bunda bir ÅŸey yok zaten alışığız da bir de ÅŸöyle oluyormuÅŸ, (sonradan düÅŸünce bende hatırladım) kabinleri extra soÄŸutuyorlarmış ki siz de battaniye isteyip para ödeyin diye!!! DoÄŸrusu ben buna pek inanmak istemiyorum artık yetkililer araÅŸtırırlar, ama eÄŸer doÄŸru ise, sizce de biraz fazla olmuyor mu?  Sevgili okurlar biz Türkler ezelden beri her türlü eziyete alışmış bir milletiz ama sizce de bu kadarı fazla olmuyor mu ? Daha önce türlü nedenlerle online c/ine alıştırdığın müÅŸterinden senin personelinin yapması gereken iÅŸi müÅŸterinin kendisine yaptıracaksın ve bu yaptığı iÅŸ için para talep edeceksin!! Neden, niçin, nasıl diye sormak için bugüne kadar ücretsiz numara olarak tanıttığın numarayı çevirenden dakika bazlı telefon parası alacaksın !! Üstelik beklemeye alacaksın ve kim bilir kaç dakika bekleteceksin !! ÜÅŸüyenden battaniye parası alacaksın belki tamam ama üÅŸümeyeni de üÅŸütmek için kabini soÄŸutacaksın !! Su isteyenden su parası, hava isteyenden hava parası alacaksın ve hala "en ucuz benim havayolum onun için bunları yapma hakkım var diyeceksin" !! ama uçağın en az yarısını da yüksek fiyattan satacaksın!! Sizce de biraz fazla olmuyor mu? Hiçbir ÅŸey olmuyor diyorsanız sizce ayıp da mı olmuyor ? Sevgili havayolu yöneticileri eÄŸer hakikaten ayıp olmadığını düÅŸünüyorsanız, lütfen uçak içindeki tuvaleti de paralı yapın da, bari hatırımız kalmasın. Yazar: Orhan YeÅŸerenyuva http://www.progresshmc.com/blog/2014/september/01/wwwfly-com-(1).aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/september/01/wwwfly-com-(1).aspx Pzt, 01 Eylül 2014 14:24:00 Yeni CumhurbaÅŸkanı'ndan Bir Rica http://www.progresshmc.com/blog/2014/july/13/yeni-cumhurbaskanindan-bir-rica.aspx Malumunuz ülkecek CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerine kilitlenmiÅŸ durumdayız, büyük bir talihsizlikmi ÅŸansmı bilemeyeceÄŸim bir durum olarak ülke 3 yılını ve özellikle 3 yazını seçim stresi altında geçirmeye çalışıyor, çeÅŸitli iÅŸler aksadığı gibi çeÅŸitli iÅŸlerde inanılmaz hızlı yürüyebiliyor. BildiÄŸiniz üzere bu seferki CumhurbaÅŸkanlığı seçimi ülkemiz için bir ilk olma özelliÄŸinide taşıyor, yani halk ilk defa bu makamı seçiyor ve hatta ikinci bir ilk de (aslında kimin tarafından baktığınıza baÄŸlı olmakla beraber) CumhurbaÅŸkanının icraatçımı olacağı (yani bir nevi ABD BaÅŸkanı gibi) yoksa bugüne kadar ülkemizin bildiÄŸi ve tanıdığı bir makammı olacağı. Tüm bunlar tartışılırkende ister istemez tüm taraflarda bir icraat yarışına girmiÅŸ vaziyette görünüyor, maalesef bir taraf müthiÅŸ projelerden bahsedebilme yetisine ve cesaretine sahipken diÄŸer taraf son derece saygılı bir üslup sergilemesine raÄŸmen kendisini aday gösterenlerin basiretsizliÄŸi sayesinde bir lise gazetesi reklam sorumlusunun elinden çıkmış gibi görülen bir yaratıcılık !! ile isimden türetilmiÅŸ ekmek, aÅŸ, iÅŸ vb modası çoktan geçmiÅŸ bir propaganda yürütmeye çalışarak kimileri için hayal kırıklığı, kimileri içinde alay edilecek bir konu haline geliyor. Bunların hepsi bir yana benim yeni seçilecek olan Sayın CumhurbaÅŸkanından bir ricam var, bence ülkeizin en büyük sorununa eÄŸilmesi ve bu konuyu çözmek için en üst icraa makamı olarak elinden geleni yapması. Peki sence ülkemizin en büyük problemi nedir ? diye sorduÄŸunuzda ben tek bir kelime ile bunu cevaplayabileceÄŸimi düÅŸünüyorum, bizim en büyük problemimiz “SAYGI”dır. Ülkemizde maalesef hiç kimsenin hiç kimseye saygısı yoktur, ne normal vatandaşın birbirine, ne devletin vatandaÅŸlarına, ne de vatandaÅŸların devlete. Örnekleme yapmaya çalışmak aslından sayfalar dolusu yazmak gerektirir ancak biraz fikir vermek açısından mesela trafikte kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz, dörtlüsünü yakan istediÄŸi yerde durup arkasından gelen trafiÄŸi kilitler, arabasını olmayacak yere park eder veya emniyet ÅŸeridine girer yada hiçbir kurala riayet etmeyerek herÅŸeyi kendisinde hak görür ve herkesin hakkını gasp ederek büyük bir saygıssızlık örneÄŸi gösterir. Aynı ÅŸekilde örneÄŸin hükümet temel hak ve özgürlükleri kendi istediÄŸi uygulayarak ve uygulatarak zaman zaman kendini seçenlerin bile haklarını anti-demoktarik bir ÅŸekilde gasp ederek en büyük saygısızlık örneÄŸini gösterir. Ülkemizde ne yazıkki her kurum ve kuruluÅŸ saygısızlık yapar ve bununla da övünür, örneÄŸin ana muhalefet partilerinin aslında iktidar olmak gibi bir istekleri ve amaçları yoktur, bunlar sistemin nimetlerinden yararlanarak tabiri caizse top çevirirler, protokolde birinci sırada yer bulurlar devletten partiler yasası çerçevesinde çok yüklü bir para alırlar, makam arabaları gitmeleri gelmeleri, laf olsun demeçleri ile yıllardır kendilerine oy verenlere saygısızlık yaparlar. Bu konudaki en çarpıcı örnek 2011 genel seçimlerinde ana muhalefet partisinin seçmenlerine ciddi bir program dahi sunamayarak sadece ve sadece Atatürkçülük propagandası ile oy istemiÅŸ olmasıdır. Hükümet cephesinden örnekler vermeye kalkarsak ne yerimiz ne zamanımız yetecektir, demokrasilerde en temel hak olan protesto, yürüyüÅŸ, gösteri hakkını kullandırtmamaktan tutunda, basını sansürlemeye veya sadece istedikleri yada iÅŸlerine gelen basın mensublarına demeç vermeye kadar diÄŸer her kesin haklarını iÄŸlal eden saygısızlık örnekleri verebiliriz. Kısaca ülkemizin en büyük problemi “SAYGI”dır, herkes birbirinin hak ve hukukuna saygı gösterdiÄŸi takdirde herÅŸey daha iyi anlaşılır ve çözülür hale gelecektir. Peki bu gerek insanlarımızın gerek muhalefet ve gerekse hükümetin “SAYGI”(sızlık) konusu biz turizmden ekmek yemeÄŸe çalışanları nasıl etkilemektedir, bunun için Turizm ile ilgili yayınlara bir göz atmak ve son dönemlerde atılan baÅŸlıklardan bazılarını dikkatinize sunmak istiyorum; Turizmde sigortalı çalışan sayısı 860 bini buldu Sektöre 45 bin yeni yatak geliyor Kruvaziyerde hedef liman başına 900 bin yolcu Yaz aylarında en çok iÅŸe alım yapan sektörlerden biri turizm 80 milyon Euro'ya restore edecek, zengin turist ağırlayacak Bunlar son birkaç gündür çıkan Turizm haberlerinden bazıları , göreceÄŸiniz üzere sektör ve yatırımcıları ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar, istihdam deseniz rekor seviyeye ulaÅŸmış hem de sigortalı olarak bu sayıya eriÅŸmiÅŸ durumda yani legal durumdan bahsediyoruz, bu 860 bin kiÅŸi en az 3-3,5 milyon kiÅŸi için direk ekmek anlamına geliyor, dolaylı kazançları saymıyoruz bile, yeni 45 bin yatak geliyor, yani yatırımcı (özel sektör) halen bu sektöre yatırımını hem de hiç çekinmeden yapmaya devam ediyor, limanlar 900 bin yolcu hedefliyor, bir yatırımcı 80 milyon euro harcama yapmak üzere belli bölgeleri satın alıyor vs vs. Farkındaysanız Türkiye özel sektör bazında ve Turizm yatırımları konusunda elinden geleni yapmaya çalışıyor, Turizm sektörünün ne kadar önemli bir gelir kaynağı olduÄŸunun farkında ve müthiÅŸ beklentiler ile bu konuya saldırıyor, peki ama yukarıda örneklemeye çalıştığım “SAYGI”sızlık konusunda verdiÄŸimiz örnekler acaba yurtdışından nasıl gözüküyor ? Avrupalı, Amerikalı ve hatta Rus turistler bu kadar hak iÄŸlaline nasıl bakıyorlar? Bu böyle devam ederse ve bu nedenlerden dolayı bu kadar bel baÄŸladığımız turist sayısında azalmalar yaÅŸanabilir, bilindiÄŸi üzere bizim ülkemizi tercih eden özellikle Avrupalı turistlerin bu tür hak iÄŸlalleri, bu tür “SAYGI”sızlık konularında hayli hassasiyetleri var ve iÅŸin kötüsü esas para bırakan ve aslında hepimizin hedeflediÄŸi paralı turistte bu sosyal konuların farkında olan turist. Seçim arefesinde olduÄŸumuz bu günlerde ve hatta yukarıda bahsettiÄŸimiz gibi çok deÄŸiÅŸik bir seçim olacağı beklentisinde olduÄŸumuz dönemde, 2013 yılı verilerine göre bu ülkeye 40 milyon civarı turist ve 32 milyon dolar civarı döviz getiren bu sektörün bir parçası olarak benim müstakbel CumhurbaÅŸkanımızdan ricam, ülkemiz üzerine bir bela gibi çöken bu “SAYGI” konusunda elinden geleni yapacağına dair bizlere söz vermesidir. http://www.progresshmc.com/blog/2014/july/13/yeni-cumhurbaskanindan-bir-rica.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/july/13/yeni-cumhurbaskanindan-bir-rica.aspx Paz, 13 Temmuz 2014 12:43:00 Karlı bir sektör varmış... http://www.progresshmc.com/blog/2014/june/17/karli-bir-sektor-varmis.aspx Birkaç zamandır herkesin yeni yeni ilgisini çekmeye baÅŸlayan ve üzerinde birkaç sektörel yazı yazılarak yorum yapılan, ancak benim birkaç yazımda özellikle deÄŸinmeye çalıştığım fakat bir türlü anlatmayı baÅŸaramadığım bir olgu var: otel yatırımlarının arz/talep dengesi üzerine oluÅŸması gerektiÄŸi. Hemen hemen hepimizin bildiÄŸi bir fıkra vardır ; hani adam ölmüÅŸ yukarıda cennet-cehennem seçiminden önce dolaşıyormuÅŸ, cehennem tarafında bir sürü büyük derin çukur içinde ateÅŸ yanıyor ve insanlar çukurda ceza çekiyorlar, baÅŸlarında birer zebani kimse kaçmasın diye kargısıyla bekliyor, sadece bir çukurda nöbetçi zebani yok, adamın ilgisini çeker bu çukurda niye nöbetçi yok diye sorar, ha orası Türklerin çukuru , kaçıp kurtulmak isteyeni kendileri aÅŸağı çekiyorlar zaten… cevabını alır. Bizim durumumuz aynen budur, bizde hangi sektörden olursa olsun kar marjı düÅŸen her sektör yatırımcısı yeni bir ÅŸey yaratmak yerine var olan ve para kazandığı varsayılan sektörlere yatırım yaparak para kazanma çabasına giriyor sonunda o kadar fazla arz yaratılıyor ki bu da sektörü el birliÄŸi ile para kazanamaz hale getiriyor, bunlara geçtiÄŸimiz yıllar içinde oluÅŸan en geçerli örnek Hastaneler, AVM ler vs vs , eh ÅŸimdi de sırada otelcilik sektörü var, iÅŸin kötüsü bu gidiÅŸata devlet de bir dur demiyor, diyemiyor veya bir planlama, kısıtlama getir(e)miyor. ÖrneÄŸin devlet Ä°stanbul’un ÅŸu ve ÅŸu bölgelerinde arz fazlası var yatırımlar ÅŸu, ÅŸu veya bu bölgelere yapılabilir veya ÅŸu bölgelerde artık 5 yıldızlı otel fazlası var yatırım yapılacaksa sadece 3 veya 4 yıldız olmalıdır gibisinden bir planlama, bir öneri, tavsiye de bulunabilir. Fakat bulunmuyor, bunun ceremesini emin olun ki hep beraber çekeceÄŸiz, Ä°stanbulda da fiyatlar belli 2-3 ay haricinde tıpkı Antalya da olduÄŸu gibi dibe vuracak ve yatırımın geri dönüÅŸüde o ölçülerde zor hale gelecek. Biraz daha somut örneklerden gidersek aÅŸağıda bulacağınız tablolarda STR verilerinden alınmış ve hem “Tarihi Yarım Ada” bölgesini hemde “Genel Ä°stanbul” otellerini içeren verileri bulabilirsiniz, burada görülen rakkamlar ilk dört ayı içermekte ; Buna mukabil Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre ilk dört aydaki gelen yabancı sayısında 337.671 kiÅŸilik bir artış var (tabii kaç tanesi Suriyeli sığınmacıdır bilinmiyor). Bu verilerdende görebileceÄŸiniz üzere Ä°stanbul da bir arz fazlası oluÅŸmaya baÅŸlamış durumda bununla beraber bir ADR düÅŸüklüÄŸüde göze çarpıyor. Bu arz fazlasına bir örnek vermek gerekirse herhalde Basın Express yolu iyi bir örnek olacaktır, burada 2012 yılında toplam oda arzı 592 iken ve 2014 yılında toplam 3.457 odaya yükselmiÅŸtir, ancak iÅŸin daha da vahim yanı 2017 yılında bu rakkama 4.966 oda daha eklencek ve toplam 8.423 odaya varacak, ayrıca henüz kesinleÅŸmeyen ve proje aÅŸamasında bulunan yaklaşık 691 oda ile beraber sayı 9.114 ü bulacaktır. Ayrıntılarını bilemediÄŸim birkaç proje daha olduÄŸunu da göz önünde bulundurduÄŸumuz takdirde sayı çoktan 10.000 oda seviyesini aÅŸmış görünmektedir. Bu yatırımları yapanların bu otelleri doldurmak için bir planları var mıdır çok merak ediyorum. Yoksa “ben yapayım nasıl olsa dolar” yada “otel olunca mülk daha fazla ediyor olmazsa satarım” mantığıyla mı bu yatırımları yapmaktadırlar? Bir yandan bu otellerin en güvendikleri noktalardan biri olan ve günümüzde rekor üzerine rekor kıran bir dolulukla çalışan Atatürk Havalimanının 2017 yılında 3. Havalimanının açılması ile birlikte bu bölgeye vereceÄŸi katkı ne kadar olacaktır sorusu zihinleri meÅŸgul etmekte ve diÄŸer yandan da talebi arttıracak olaÄŸanüstü bir faaliyet gözükmemektedir. Ä°stanbulun çeÅŸitli bölgeleri için yukarıdaki gibi örnek verilebileceÄŸi aÅŸikardır, konu sadece otel yatırımcılarını deÄŸil tüm sektörü ilgilendirmekte ve olası kötü senaryoda tüm çalışanların gelir düzeylerinin düÅŸeceÄŸi, sektörün yan kuruluÅŸlarınında bu arz/talep dengesizliÄŸinden negatif yönde nasipleneceÄŸi ÅŸimdiden bellidir. Peki ne yapmalıyız diye düÅŸünmenin zamanıdır, bu soruya cevap verecek hem Turizm duayenleri hemde ekonomistler vardır ancak konunun sadece bir komplo teorisi olmadığının ve gerçekten tüm sektör için bir tehlike oluÅŸturduÄŸunun farkına varılması ve bu konuda çalışmaya baÅŸlanmalıdır, en azından bu sektörden ekmek yiyenlerin arz artışlarının iyi yönlendirilmesi için çaba sarfetmeleri gerekmektedir. http://www.progresshmc.com/blog/2014/june/17/karli-bir-sektor-varmis.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/june/17/karli-bir-sektor-varmis.aspx Sal, 17 Haziran 2014 11:24:00 OTELLERDE GÄ°ZLÄ° MÜŞTERÄ° GEREKLÄ°MÄ°DÄ°R ? http://www.progresshmc.com/blog/2014/may/14/otellerde-gizli-mueÅŸteri-gereklimidir-.aspx Gizli MüÅŸteri Gereklimidir ?? BildiÄŸiniz üzere oteller için en önemli ve hayati konu bir gelen müÅŸterinin tekrar gelmesini saÄŸlayabilmektir, bunun da en etkili yolu müÅŸteri memnuniyetinden yani müÅŸeri sadakatini saÄŸlamaktan geçmektedir. Otelin ucuz olmasının bir kriter olduÄŸu düÅŸünülsede müÅŸteri memnun deÄŸilse bedava dahi olsa tekrar gelmez. Peki oteller müÅŸterilerini memnun etmek, bir baÅŸka deyiÅŸle kalitenin devamlılığını saÄŸlamak için neler yapmaktadırlar veya kalitelerini nasıl kontrol etmektedirler. Aslında bu konuda gerçeÄŸi yansıtan cevap almak hayli zor olmaktadır, çünkü otel personeli (bilhassa yurdumuzda) genelde bu iÅŸi geçici olarak görmeye alışmış ve/veya “bugün varım yarın yokum”, “nasıl olsa kışın beni çıkaracaklar” vb düÅŸünce tarzlarına alışmış, alıştırılmışlardır. Burada suçlu sadece personel deÄŸil, hatta asıl suçlu, hesapsız yatırım yapan, fizibilite, pazar araÅŸtırması vb verilere dayanmayan sadece biz oteli yapalım müdür tasarruflu iÅŸletsin paramızı geri alalımda nasıl alırsak alalım zihniyetli yatırımcılardır. Aslen otel iÅŸletmeciliÄŸinde bilinmesi gereken en önemli konu “personel sadakati saÄŸlanmadan müÅŸteri sadakati saÄŸlanamaz”olmalıdır. Ä°ÅŸletmelerini bu ÅŸiar üzerini kurgulayan veya kurgulatan yatırımcılar orta ve uzun vadede kazanmaya diÄŸerleri ise kaybetmeye mahkumdurlar. Ä°ÅŸletmeler doÄŸru kurgulandığında ise tüm personel için geçerli olan slogan “müÅŸteri velinimetimizdir” olacağı bir gerçektir, müÅŸteri geldikçe hem yatırımcının hemde kendisinin 12 ay para kazanacağını bilen personel hem iÅŸletmeyi benimser ve terk etmez hemde müÅŸteriye en iyi hizmeti vererek oteli benimsemesini ve dolayısıylada tekrar gelmesini saÄŸlar. Genede doÄŸru hizmet vermek isteyen iÅŸletmeler kalite kontrol sistemlerini her zaman çaılışır vaziyette tutarlar ve denetlemelerini hiç aksatmazlar, ancak yukarıda da belirttiÄŸimiz gibi ülkemizde bu iÅŸler zordur, müdür geldiÄŸinde doÄŸru iÅŸ yapar gibi görünen personel müdür veya sorumlu arkasını döndüÄŸünde gene bildiÄŸini okur ve bir de sadık ve oteli benimsememiÅŸ bir personel ise otel için en kötü olaylar olacak demektir. Bunu denetlemelerin en etkili yolu sürekli kontrol, personel sadakati olduÄŸu kadar personelin denetlendiÄŸini bilmeden denetlenmesidir. Ä°ÅŸte bu durumda “Gizli MüÅŸteri” hizmeti devreye girer ve otele gelen gizli müÅŸteri A dan Z ye kadar her konuyu detayları ile görür, yaÅŸar ve tüm bunları yönetici ve/veya iÅŸletme sahibi ile paylaÅŸarak hataların nerelerden kaynaklandığından, kimler tarafından yapıldığına ve ne tür hatalar olduÄŸuna kadar bildirir. Hataların tümünü personelden kaynaklanması gerekmez oteldeki fiziki yapısıda bazen kötü servis verilmesine ve hata yapılmasına önayak olmaktadır, nereye bakacağını iyi bilen, neyi, kime, nasıl sorması gerektiÄŸini iyi bilen bir “gizli müÅŸteri” baÅŸarılı olmak isteyen iÅŸletmenin en büyük yardımcıdır. Ancak baÅŸlıktaki sorumuzun cevabının “evet” olabilmesi sadece “gizli müÅŸteri” hizmetini almak yetmez, iÅŸletmeninde buradan alacağı geri dönüÅŸlere göre kendisini düzeltecek vizyona sahip olması, bunları düzelterek hayata geçirmesi halinde evet “Gizli MüÅŸteri” çok ama çok faydalıdır. http://www.progresshmc.com/blog/2014/may/14/otellerde-gizli-mueÅŸteri-gereklimidir-.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/may/14/otellerde-gizli-mueÅŸteri-gereklimidir-.aspx Çar, 14 Mayıs 2014 10:55:00 TÜRKÄ°YEDE SADECE OTEL YATIRIMI YAPAN ŞİRKETLER VAR OLMAYA BAŞLADI http://www.progresshmc.com/blog/2014/april/02/turkiyede-sadece-otel-yatirimi-yapan-sirketler-var-olmaya-basladi.aspx TÜRKÄ°YEDE SADECE OTEL YATIRIMI YAPAN ŞİRKETLER VAR OLMAYA BAŞLADI ;   Türkiye’de sadece otel yatırım iÅŸine giren ÅŸirketler var. Bu geliÅŸmeyi nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Yıllardır ağırlıklı olarak bireysel oteller kuruldu ve bu oteller  genelde baÅŸka sektörler ile uÄŸraÅŸan firmaların  ek yatırımları olarak var oldular, sektör bu ÅŸekilde  geliÅŸme kaydetmeye çalıştı ve tabii bu ÅŸirketler  için otelcilik hep ikinci planda kalmaya devam etti. Bu süreçler boyunca otellerden kar saÄŸlamak tabiiki önemliydi ancak bir baÅŸka avantaj otel sahibi olmanın daha fazla prestij getirimesi ve ayrı bir statü sahibi kazandırması da bu yatırımcıları cezbediyordu.  Ancak son dönemlerde yani yaklaşık son 10 yıllık period zarfında yatırımcıların otelcilik sektörüne bakışları çok deÄŸiÅŸiklik gösterdi ve otelciliÄŸin de karlı bir sektör olabileceÄŸini, doÄŸru yapıldığında en az kendi öz iÅŸleri kadar para kazandırabileceÄŸi gerçeÄŸini görmeye baÅŸladılar, hem aynı prestij faktörüde devam ediyor hemde karlılıkla birlikte statülerinin de   yükseldiÄŸini gördüler ve bu onları çok cezbetti. Bu geliÅŸmenin en çok sektöre, sektörden ekmek yiyenlere yaramaya baÅŸladığını, eskiye oranla nispeten daha kurumsal, daha kar odaklı (dolayısıyla daha profesyonel) ve daha geliÅŸmeye, müÅŸteri taleplerine önem veren yatırımcılar yani oteller ortaya çıkmaya baÅŸladı. Sonuç olarak ÅŸirketlerin otelciliÄŸi yan iÅŸ modeli olarak görmeyi bırakıp ana iÅŸ modeli haline dönüÅŸtürmeleri gerek sektör gerekse Türkiye turizmi için bulunmaz bir nimet ve fırsat olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bu ÅŸirketler Türkiye’de nasıl bir yatırım modeli uyguluyor? Bu ÅŸirketler genelde ana iÅŸlerinden kazandıklarını bir baÅŸka yüksek karlılık kapısı olarak gördükleri ve kazançlarını tekrar yatırıma cevirebildikleri için ağırlıklı olarak  sıcak para ile iÅŸe giriÅŸ yapıyorlar ve büyüdükçe gerekli zamanlarda da kredi kullanarak yatırımlarına devam ediyorlar. Bu gruplar; iÅŸletme, yatırım, mülkiyet, uluslararası zincirlerle iÅŸbirliÄŸi gibi yöntemlerden hangisine ağırlık veriyorsunuz? Bu grupların  çoÄŸu yatırımını yaptıkları otelleri kendi markalarını kurup iÅŸletmek yolunu seçtikleri gibi (Rixos)(Limak)bir kısmı da  yatırımı yaptıkları otellerin iÅŸletmesini tecrübeli ve uluslararası bir otel iÅŸletme ÅŸirketine veriyor (Er Yatırım), birde  ellerinde 2 veya 3 otel bulunduran ancak bunaları baÅŸka baÅŸka markalara iÅŸlettiren yatırım grupları (Dilek Holding) gibi. GörüldüÄŸü üzere çeÅŸitli yöntemler ile iÅŸbirlikleri oluÅŸabiliyor tabii bunların yanında yatırımcının otellerini kiralayıp iÅŸleten otel zincirleri de var öenÄŸin Akfen/Accor iÅŸbirliÄŸinde gördüÄŸümüz gibi.   Yatırım ÅŸirketi olmanın Türkiye’de avantajları dezavantajları nedir? Çok özel bir avantajı veya dezavantajı olduÄŸunu düÅŸünmüyorum, yatırım ÅŸirketi sonuçta kar yapmak ve para kazanmak üzerine kurgulanmış bir ÅŸirket doÄŸru yerde yapılacak doÄŸru boyutlÅŸardaki yatırımlar ÅŸirketi daima memnun edecektir. Yurtdışındaki modellerle karşılaÅŸtırdığınızda Türkiye’de yatırım ÅŸirketleri yeni geliÅŸiyor diye biliyoruz. Yurtdışındaki modellerle karşılaÅŸtırdığınızda neler diyebilirsiniz? Yurtdışında bulunan yatırım ÅŸirketleri son derece büyük ölçekli ÅŸirketler örneÄŸin Blackstone ÅŸirketi gibi bildiÄŸiniz üzere Hilton markasını elinde tutuyor ve milyar milyar dolarlar ile oynuyor, yurtdışında genelde büyük fonlar bu iÅŸe giriyorlar ve çok büyük ölçekler ile hisseleri uluslararası borsalarda iÅŸlem görüyor ve borsada daima yukarıya doÄŸru oynuyorlar, henüz Türkiye için bu boyutlar erken, umarız ileride bellibaÅŸlı Türk otel yatırım ÅŸirketleride bu boyutlara ulaÅŸabilirler.  Yatırım ÅŸirketi olarak ne kadar fon ayırmak gerekiyor? Ayrıca kaç otel için yola çıkmak gerekiyor? Bunun belirli bir kriteri yok, piyasaya ne kadar kuvvetli girmek istediÄŸine ve gücüne baÄŸlı, otel sayısıda bununla doÄŸru orantılı olarak geliÅŸiyor yada ufalıyor. Yazar: Orhan YeÅŸerenyuva http://www.progresshmc.com/blog/2014/april/02/turkiyede-sadece-otel-yatirimi-yapan-sirketler-var-olmaya-basladi.aspx http://www.progresshmc.com/blog/2014/april/02/turkiyede-sadece-otel-yatirimi-yapan-sirketler-var-olmaya-basladi.aspx Çar, 02 Nisan 2014 14:00:00