TÜRKİYEDE SADECE OTEL YATIRIMI YAPAN ŞİRKETLER VAR OLMAYA BAŞLADI ;

Türkiye’de sadece otel yatırım işine giren şirketler var. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıllardır ağırlıklı olarak bireysel oteller kuruldu ve bu oteller  genelde başka sektörler ile uğraşan firmaların  ek yatırımları olarak var oldular, sektör bu şekilde  gelişme kaydetmeye çalıştı ve tabii bu şirketler  için otelcilik hep ikinci planda kalmaya devam etti. Bu süreçler boyunca otellerden kar sağlamak tabiiki önemliydi ancak bir başka avantaj otel sahibi olmanın daha fazla prestij getirimesi ve ayrı bir statü sahibi kazandırması da bu yatırımcıları cezbediyordu.  Ancak son dönemlerde yani yaklaşık son 10 yıllık period zarfında yatırımcıların otelcilik sektörüne bakışları çok değişiklik gösterdi ve otelciliğin de karlı bir sektör olabileceğini, doğru yapıldığında en az kendi öz işleri kadar para kazandırabileceği gerçeğini görmeye başladılar, hem aynı prestij faktörüde devam ediyor hemde karlılıkla birlikte statülerinin de   yükseldiğini gördüler ve bu onları çok cezbetti.

Bu gelişmenin en çok sektöre, sektörden ekmek yiyenlere yaramaya başladığını, eskiye oranla nispeten daha kurumsal, daha kar odaklı (dolayısıyla daha profesyonel) ve daha gelişmeye, müşteri taleplerine önem veren yatırımcılar yani oteller ortaya çıkmaya başladı. Sonuç olarak şirketlerin otelciliği yan iş modeli olarak görmeyi bırakıp ana iş modeli haline dönüştürmeleri gerek sektör gerekse Türkiye turizmi için bulunmaz bir nimet ve fırsat olduğunu düşünüyorum.

Bu şirketler Türkiye’de nasıl bir yatırım modeli uyguluyor?

Bu şirketler genelde ana işlerinden kazandıklarını bir başka yüksek karlılık kapısı olarak gördükleri ve kazançlarını tekrar yatırıma cevirebildikleri için ağırlıklı olarak  sıcak para ile işe giriş yapıyorlar ve büyüdükçe gerekli zamanlarda da kredi kullanarak yatırımlarına devam ediyorlar.

Bu gruplar; işletme, yatırım, mülkiyet, uluslararası zincirlerle işbirliği gibi yöntemlerden hangisine ağırlık veriyorsunuz?

Bu grupların  çoğu yatırımını yaptıkları otelleri kendi markalarını kurup işletmek yolunu seçtikleri gibi (Rixos)(Limak)bir kısmı da  yatırımı yaptıkları otellerin işletmesini tecrübeli ve uluslararası bir otel işletme şirketine veriyor (Er Yatırım), birde  ellerinde 2 veya 3 otel bulunduran ancak bunaları başka başka markalara işlettiren yatırım grupları (Dilek Holding) gibi. Görüldüğü üzere çeşitli yöntemler ile işbirlikleri oluşabiliyor tabii bunların yanında yatırımcının otellerini kiralayıp işleten otel zincirleri de var öenğin Akfen/Accor işbirliğinde gördüğümüz gibi.

Yatırım şirketi olmanın Türkiye’de avantajları dezavantajları nedir?

Çok özel bir avantajı veya dezavantajı olduğunu düşünmüyorum, yatırım şirketi sonuçta kar yapmak ve para kazanmak üzerine kurgulanmış bir şirket doğru yerde yapılacak doğru boyutlşardaki yatırımlar şirketi daima memnun edecektir.

Yurtdışındaki modellerle karşılaştırdığınızda Türkiye’de yatırım şirketleri yeni gelişiyor diye biliyoruz. Yurtdışındaki modellerle karşılaştırdığınızda neler diyebilirsiniz?

Yurtdışında bulunan yatırım şirketleri son derece büyük ölçekli şirketler örneğin Blackstone şirketi gibi bildiğiniz üzere Hilton markasını elinde tutuyor ve milyar milyar dolarlar ile oynuyor, yurtdışında genelde büyük fonlar bu işe giriyorlar ve çok büyük ölçekler ile hisseleri uluslararası borsalarda işlem görüyor ve borsada daima yukarıya doğru oynuyorlar, henüz Türkiye için bu boyutlar erken, umarız ileride bellibaşlı Türk otel yatırım şirketleride bu boyutlara ulaşabilirler. 

Yatırım şirketi olarak ne kadar fon ayırmak gerekiyor? Ayrıca kaç otel için yola çıkmak gerekiyor?

Bunun belirli bir kriteri yok, piyasaya ne kadar kuvvetli girmek istediğine ve gücüne bağlı, otel sayısıda bununla doğru orantılı olarak gelişiyor yada ufalıyor.

Yazar: Orhan Yeşerenyuva