Ana Sayfa

Yeni Cumhurbaşkanı'ndan Bir Rica

Main Image

Malumunuz ülkecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenmiş durumdayız, büyük bir talihsizlikmi şansmı bilemeyeceğim bir durum olarak ülke 3 yılını ve özellikle 3 yazını seçim stresi altında geçirmeye çalışıyor, çeşitli işler aksadığı gibi çeşitli işlerde inanılmaz hızlı yürüyebiliyor.

Bildiğiniz üzere bu seferki Cumhurbaşkanlığı seçimi ülkemiz için bir ilk olma özelliğinide taşıyor, yani halk ilk defa bu makamı seçiyor ve hatta ikinci bir ilk de (aslında kimin tarafından baktığınıza bağlı olmakla beraber) Cumhurbaşkanının icraatçımı olacağı (yani bir nevi ABD Başkanı gibi) yoksa bugüne kadar ülkemizin bildiği ve tanıdığı bir makammı olacağı. Tüm bunlar tartışılırkende ister istemez tüm taraflarda bir icraat yarışına girmiş vaziyette görünüyor, maalesef bir taraf müthiş projelerden bahsedebilme yetisine ve cesaretine sahipken diğer taraf son derece saygılı bir üslup sergilemesine rağmen kendisini aday gösterenlerin basiretsizliği sayesinde bir lise gazetesi reklam sorumlusunun elinden çıkmış gibi görülen bir yaratıcılık !! ile isimden türetilmiş ekmek, aş, iş vb modası çoktan geçmiş bir propaganda yürütmeye çalışarak kimileri için hayal kırıklığı, kimileri içinde alay edilecek bir konu haline geliyor.

Bunların hepsi bir yana benim yeni seçilecek olan Sayın Cumhurbaşkanından bir ricam var, bence ülkeizin en büyük sorununa eğilmesi ve bu konuyu çözmek için en üst icraa makamı olarak elinden geleni yapması.

Peki sence ülkemizin en büyük problemi nedir ? diye sorduğunuzda ben tek bir kelime ile bunu cevaplayabileceğimi düşünüyorum, bizim en büyük problemimiz “SAYGI”dır. Ülkemizde maalesef hiç kimsenin hiç kimseye saygısı yoktur, ne normal vatandaşın birbirine, ne devletin vatandaşlarına, ne de vatandaşların devlete. Örnekleme yapmaya çalışmak aslından sayfalar dolusu yazmak gerektirir ancak biraz fikir vermek açısından mesela trafikte kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz, dörtlüsünü yakan istediği yerde durup arkasından gelen trafiği kilitler, arabasını olmayacak yere park eder veya emniyet şeridine girer yada hiçbir kurala riayet etmeyerek herşeyi kendisinde hak görür ve herkesin hakkını gasp ederek büyük bir saygıssızlık örneği gösterir. Aynı şekilde örneğin hükümet temel hak ve özgürlükleri kendi istediği uygulayarak ve uygulatarak zaman zaman kendini seçenlerin bile haklarını anti-demoktarik bir şekilde gasp ederek en büyük saygısızlık örneğini gösterir.

Ülkemizde ne yazıkki her kurum ve kuruluş saygısızlık yapar ve bununla da övünür, örneğin ana muhalefet partilerinin aslında iktidar olmak gibi bir istekleri ve amaçları yoktur, bunlar sistemin nimetlerinden yararlanarak tabiri caizse top çevirirler, protokolde birinci sırada yer bulurlar devletten partiler yasası çerçevesinde çok yüklü bir para alırlar, makam arabaları gitmeleri gelmeleri, laf olsun demeçleri ile yıllardır kendilerine oy verenlere saygısızlık yaparlar. Bu konudaki en çarpıcı örnek 2011 genel seçimlerinde ana muhalefet partisinin seçmenlerine ciddi bir program dahi sunamayarak sadece ve sadece Atatürkçülük propagandası ile oy istemiş olmasıdır. Hükümet cephesinden örnekler vermeye kalkarsak ne yerimiz ne zamanımız yetecektir, demokrasilerde en temel hak olan protesto, yürüyüş, gösteri hakkını kullandırtmamaktan tutunda, basını sansürlemeye veya sadece istedikleri yada işlerine gelen basın mensublarına demeç vermeye kadar diğer her kesin haklarını iğlal eden saygısızlık örnekleri verebiliriz.

Kısaca ülkemizin en büyük problemi “SAYGI”dır, herkes birbirinin hak ve hukukuna saygı gösterdiği takdirde herşey daha iyi anlaşılır ve çözülür hale gelecektir.

Peki bu gerek insanlarımızın gerek muhalefet ve gerekse hükümetin “SAYGI”(sızlık) konusu biz turizmden ekmek yemeğe çalışanları nasıl etkilemektedir, bunun için Turizm ile ilgili yayınlara bir göz atmak ve son dönemlerde atılan başlıklardan bazılarını dikkatinize sunmak istiyorum;

  • Turizmde sigortalı çalışan sayısı 860 bini buldu

  • Sektöre 45 bin yeni yatak geliyor

  • Kruvaziyerde hedef liman başına 900 bin yolcu

  • Yaz aylarında en çok işe alım yapan sektörlerden biri turizm

  • 80 milyon Euro'ya restore edecek, zengin turist ağırlayacak

Bunlar son birkaç gündür çıkan Turizm haberlerinden bazıları , göreceğiniz üzere sektör ve yatırımcıları ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar, istihdam deseniz rekor seviyeye ulaşmış hem de sigortalı olarak bu sayıya erişmiş durumda yani legal durumdan bahsediyoruz, bu 860 bin kişi en az 3-3,5 milyon kişi için direk ekmek anlamına geliyor, dolaylı kazançları saymıyoruz bile, yeni 45 bin yatak geliyor, yani yatırımcı (özel sektör) halen bu sektöre yatırımını hem de hiç çekinmeden yapmaya devam ediyor, limanlar 900 bin yolcu hedefliyor, bir yatırımcı 80 milyon euro harcama yapmak üzere belli bölgeleri satın alıyor vs vs.

Farkındaysanız Türkiye özel sektör bazında ve Turizm yatırımları konusunda elinden geleni yapmaya çalışıyor, Turizm sektörünün ne kadar önemli bir gelir kaynağı olduğunun farkında ve müthiş beklentiler ile bu konuya saldırıyor, peki ama yukarıda örneklemeye çalıştığım “SAYGI”sızlık konusunda verdiğimiz örnekler acaba yurtdışından nasıl gözüküyor ? Avrupalı, Amerikalı ve hatta Rus turistler bu kadar hak iğlaline nasıl bakıyorlar? Bu böyle devam ederse ve bu nedenlerden dolayı bu kadar bel bağladığımız turist sayısında azalmalar yaşanabilir, bilindiği üzere bizim ülkemizi tercih eden özellikle Avrupalı turistlerin bu tür hak iğlalleri, bu tür “SAYGI”sızlık konularında hayli hassasiyetleri var ve işin kötüsü esas para bırakan ve aslında hepimizin hedeflediği paralı turistte bu sosyal konuların farkında olan turist.

Seçim arefesinde olduğumuz bu günlerde ve hatta yukarıda bahsettiğimiz gibi çok değişik bir seçim olacağı beklentisinde olduğumuz dönemde, 2013 yılı verilerine göre bu ülkeye 40 milyon civarı turist ve 32 milyon dolar civarı döviz getiren bu sektörün bir parçası olarak benim müstakbel Cumhurbaşkanımızdan ricam, ülkemiz üzerine bir bela gibi çöken bu “SAYGI” konusunda elinden geleni yapacağına dair bizlere söz vermesidir.