Ana Sayfa

NUR TOPU GİBİ BİR RAKİBİMİZ OLDU

Main Image

Memleketçe birbirimizi yerken ve abuk sabuk  konular üzerinde kafa yorup sağa sola yenilerin tabiriyle atarlanırken, koskoca Amerika 40 küsur yılın ardından inanılması zor bir hamle yaparak, ( bizim 40 küsur yıldır, tekmeyle,tokatla, kavgayla, vurla, kırla silahla,  çözümleyemediğimiz konularımız bir 40 yıl daha sürünme trendine girdiği bu günlerde), kendi düşmanına belli yaptırımlar karşılığında  yepyeni bir ufuk açtı ve ambargoyu kaldırma sinyalleri verdi. Tabii bu Amerikan Senatosunun onayı vb formaliteler aşıldıktan sonra oluşacak bir sonuç, ancak İran’nın bu durumu Ortadoğu’daki birçok ülke için ilginç bir gelişme olarak yorumlanırken ve  sayısız komplo teorisyeni tarafından milyonlarca teori ile taçlandırılırken, ülkemiz  açımızdan da bir sürü politik komplonun yanı sıra  daha  ilginç bir hal alarak , göznurumuz, bacasız ekonomimiz olan turizmimizin  kısa ve orta vadede  ‘nur topu gibi bir rakibi” olmuş oldu.

Halbuki biz ne güzel kendi kendimizi baltalıyorduk başka rakibe ne gerek vardı ki; ona buna atarlanıyorduk, komşularımızla sıfır problemimiz olması gerekirken “sıfır” komşumuzla problemimiz yoktu, ne güzel Avrupalı turistin ayağını kesip milyonlarca dolarlık yatırımlarımızı sadece Arapların emrine vermişken, Rusları kazıklaya kazıklaya bizden ilk elini ayağını çekenlerden olmalarını  sağlamışken, Almanya’nın sadece 800 Suriyeli mülteciyi “bakamayız” gerekçesi ile almayı reddettiği bir ortamda üç milyon Suriyeli’yi ne yerler ne içerler demeden getirip, üstelik ne haliniz varsa görün diyerek İstanbul otoyollarında dilendirirken, yetmezmiş gibi bunları İzmir, Bodrum, Ayvalık vb “güzide” tatil yörelerimize göndererek, oralarda dilendirerek  yerli yabancı tüm turistlerin bu yörelerimizden ellerini ayaklarını çekmesine neden olarak, biz zaten yeterince baltalıyorduk ülkemizin turizmini.  Tabii “ne olacak canım, yıllık topu topu 34 milyar dolar turizm gelirimiz var bu nedir ki; kaybetsek  ya da biraz eksilse ne olur ki” gibisinden saçma bir düşünceniz varsa o başka. 

Ancak ben bütün bu olayların yanı sıra kimsenin tahmin etmediği bir rakipten söz etmek istiyorum; İran. Birçok insanın fikrisabitinin aksine büyük bir imparatorluğun  devamı olan son derece medeni  bir ülkedir. İnsanları ,  genel kanının aksine  süper kibar, misafirperver ve düzgündür.  Burada İran hakkında yazdıklarımı sakın palavra gibi düşünmeyin . Oradan daha  yakınlarda yeni bir otel açılış projesini bitirerek döndüm ve tüm yazdıklarım  yaşayarak gözlemlediklerimdir. Özellikle  bütün ülkenin  40- 45 yıldır doğru dürüst turist almadığını, hiçbir uluslararası markanın oraya girmediğini unutmamak lazım. Yıllardan beri uygulanan yaptırımlar nedeniyle son derece kısıtlı imkanlarla yaşamalarına rağmen gelenek, görenek ve gururlarından taviz vermeyen İranlılar, bu yeni açılım sayesinde kabuklarından son derece hızlı bir şekilde çıkacaklar ve hiç de tahmin etmediğiniz büyüklükte bir rakip olacaklar. Özellikle tarihi eserler bakımından çok çok zengin bir ülkedir  İran. Unutmamak lazım ki Unesco’nun açıkladığı “Dünya Mirası” listesinden 15 eser İran’da bulunmaktadır ve gene  İran, Unesco tarafından arkeolojik mimari kalıntıları ve yerleri açısından dünyadaki en önemli yerler arasında yedinci sıradadır, sadece bu da değil  eğer deniz tatilini seviyorsanız meşhur “Kirsh” adası da bu konuda hizmet vermektedir, ayrıca genel kanının aksine İran son derece güvenlikli ve sakin bir ülkedir. İran’da   yine genel kanının aksine diğer dinlerin  kiliseleri, ibadetheneleri vardır ve faaliyettedir. Şimdi siz turist olsanız 40 yıldır bakir olan, güvenli ve dünya mirasından bunca pay alan bir ülkeye gitmek istemez misiniz ?

Dolayısıyla artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesinin zamanıdır, bizi yönetenlerin de artık biraz daha ülkenin geleceğini düşünerek ve barışa önem veren bir tutum almalarının zamanıdır diye düşünüyorum, yoksa bunca yatırım, bunca umut çok hızlı bir şekilde yok olup gidecek üstelik artık yeni bir de rakibimiz de var.